16 Mayıs 1906’da merak içindeki birçok dinleyici Richard Strauss’un Salomé operasını izlemek için Avusturya’nın Graz şehrinde toplanmıştı. Salomé’nin ilk gösterimi beş ay önce Dresden’de yapıldığından beri Strauss’un kabul edilemeyecek bir iş yaptığı konuşuluyordu. Kibar insanların yanında adı ağza alınamayacak İrlandalı yoz bir yazarın, İncil’deki bir hikâyeden yola çıkarak yazdığı bir oyuna dayanan bu ultra-disonant gösteride, gençlik şehveti öylesine korkunç bir biçimde tasvir ediliyordu ki imparatorluk tarafından Viyana Saray Operası’nda oynanması yasaklanmıştı.
İzleyiciler arasında Alman rakibinin neler karıştırdığını görmek için kuzeye gelen La Bohème ve Tosca’nın yaratıcısı Giacomo Puccini, Viyana Operası direktörü Gustav Mahler ile sansasyonel eşi Alma Mahler, Viyana’dan öğrencileriyle gelen cesur genç kompozitör Arnold Schoenberg ve kanıtlanamayan bir söylentiye göre on yedi yaşındaki Adolf Hitler vardı.[1]
Oscar Wilde’ın 1891 tarihli Salomé oyununa dayanan opera “şeytan aralığı” ile başlıyordu. Güzel Prenses Salomé’nin, üvey babasına yaptığı ünlü yedi tül dansı karşılığında, baştan çıkaramadığı Yahya Peygamber’in kellesini istediği ve sonunda da ölü dudaklarından öptüğü operadan daha da ilginç olanı, izleyicilerin on dakika süren alkışıyla sonlanmasıydı! İzleyenler tarafından bu kadar çabuk nasıl sevildiğini Mahler de anlayamamıştı. Ancak ertesi yıl New York’taki Metropolitan Operası’nda sergilendiğinde büyük bir tepkiyle karşılanmış, koltuklar terk edilmiş ve oyun ABD’de 1934’e kadar bir daha sergilenmemişti.
Aşağıdaki videolardan ilkinde Strauss’un yönettiği Berlin Filarmoni Orkestrası’ndan Yedi Tül Dansı’nı dinleyebilirsiniz. İkinci video ise 2013 tarihli modern bir yorum. 1953 yılında Salomé‘yi oynayan Rita Hayworth’un performansı ise burada.
http://www.youtube.com/watch?v=D4foIt0xLcA
ELEKTRONİK MÜZİK TARİHİNDE NEREDEYİM?
[1] Ross, A. (2007). The Rest is Noise. New York: Picador, s.106